Dilin Modası
Bugünlerde dilin değişken yapısı aklımı meşgul ediyor. Dil öyle bir şey ki, tıpkı bir çağlayan gibi; uzaktan izleyerek hızına yetişmek mümkün değil, ancak akıntıya kapılınca da hangi engellerden geçtiğini, ne büyük bir hızla ilerlediğini, daha da önemlisi zamanla nereden nereye geldiğini fark edemiyor insan. Her geçtiği yerde taşı, toprağı ıslatıyor, bu şekilde değişiyor, evrim geçiriyor; ancak bunlardan pek azı suyun bünyesine, dinamik yapısına tutunup kendine kalıcı bir yer edinebiliyor, geri kalanlar ise çağlayanın coşkun devinimlerinde bir süre can bulup sonra akıntının içinde kayboluyor.
Geçenlerde babamla konuşuyorduk, ‘’Şaka gibisin.’’ Dedim ona. İltifat ediyorum sandı, teşekkür etti bana. İfademdeki kinayeyi anlamamıştı. Bir an kendimi kötü hissettim. Ben de o eleştirdiğim, tırnak içinde söz ettiğim ‘’alaycı gençliğin’’ bir parçası mı oluyordum? Pek çok soru aklımı kurcalamaya başladı. Nereden geliyor bu ‘’Şaka gibi’’, ‘’Şaka mı?’’, ‘’Şaka mısın?’’ ve türevi söylemler? Bunları kullanmak yanlış mı? Doğrusu ‘’yanlış’’ demek dilin sürekli yenilenen yapısına hakaret olur, diye düşünüyorum. Dil sürekli bir değişim içinde; giyim sektöründe olduğu gibi dilin de bir modası var. Bu moda, dile yabancı sözcükler sokmadıkça, dili köreltip yozlaştırmadıkça ve tabii konuşma dilinde sözcükleri çirkin söyleyiş biçimleriyle kirletmedikçe son derece masum bence. Öyle ki moda olan söylemler bir süre herkesin diline dolanıyor, her konuşmada birkaç kez duyar hale geliyorsunuz bunları. Sonra yavaşça kayboluyor, yaygınlıklarını yitiriyorlar. Her ne kadar dilin modası yaş gruplarına göre değişse de genel olarak moda olarak niteleyebileceğiniz söylemler mutlaka vardır. Birkaç sene öncesinde ‘’ezik’’ sözcüğü, özellikle de öğrenciler arasında öyle çok kullanılıyordu ki biri hakkında olumsuz bir yorum yapılacaksa araya mutlaka bir ‘’ezik’’ ekleniyordu. O zamanlar da bir süre bu söze gıcık olduğumu, ancak sonrasında kendim de kullandığımı hatırlıyorum.
Bu moda söylemler bir süre çok ilgi görüyor, sonra unutuluyor dedim ama bazen yüz kişiden doksan dokuzu unutuyor, birinin ağzında yer ediyor bu sözcük, kişinin dağarcığına yerleşiyor. Herkesin kendine özgü söylemleri vardır; kelime dağarcığımızda önemli bir yere sahip, çoğu konuşmamızda kullandığımız ve o sözlerin şahsımıza ait olduğunu ele veren anahtar sözcükler… İşte o sözcüklerin dilinize ne zaman yerleştiğini, nereden geldiğini düşünün. Çoğunlukla bunların bir zamanlar moda olmuş sözcükler olduğunu fark edeceksiniz. Mesela ‘’harbi’’ sözcüğü bundan yıllar önce okulda arkadaşlarımdan öğrendiğim bir sözcüktü, oldukça tutuluyordu o dönemde. Zamanla insanların artık çok fazla ‘’harbi’’ demediğini, ancak benim farkında olmaksızın bu sözcüğü günlük konuşmama yerleştirmiş olduğumu gördüm. Daha da ilginci, ‘’harbi’’ sözcüğü çok önceleri argo sayılıyormuş, ancak yavaş yavaş anlamı evrimleşmiş, günlük dile geçmiş, herkes kullanır olmuş bu ifadeyi. Sonra yaygınlığını yitirmiş ama ben halen pek çok konuşmamda yer veririm bu sözcüğe.
Moda sözcüklerin bir güzel yanı da bazı anlamları tam karşılamaları, yaygınlıklarının getirdiği bir etkiyle söylendikleri tümceye daha vurgulu bir ton katmaları ve bazen anlatılmak istenen bağlama cuk oturmaları. Gerçekten de bazen insan bayağı olmaktan kaçınıp bu söylemleri kullanmazken iletmek istediği anlamı ve vurguyu ifade edecek başka sözcük bulamıyor. Peki dilimizde son derece büyük öneme sahip olan ve sürekli değişip yenilenen bu moda söylemler nereden çıkıyor, ilk kim söylüyor bunları ya da normalde dilde bulunan basit sözcükler nasıl oluyor da bir anda bu kadar değer kazanabiliyor? Medyada, özellikle de beğenilen televizyon dizilerinde sunulan tiplemelerin bu modaya büyük ölçüde yön verdiğinin farkındayım ancak bir tek onlar değil, bunun arkasında başka etkenler de olmalı. Dil modası giyim modası gibi değil; bir kıyafeti ilk giyen mankeni bulmak gibi değil bir söylemi ilk kullanan kişiyi belirlemek. Üstelik sözcüklerin kıyafetler gibi belli bir tasarımcısı da yok; her şey toplumun içinde gelişiyor. Ayşe Ali’ye ‘’Şaka mısın?’’ dedi, o da Veli’ye söyledi ve böylece yayıldı bu söylem, diye bir şey yok, ya da varsa da bu şimdilik hepimiz için bir merak konusu.
Doğrusu bu modanın nereden çıkıp nereye gittiği belli değil ama dili daima bir yenilenme sürecinden geçirdiği kesin. Bu yenilenme, sözcüklere yeni anlamlar kazandırıp onları farklı bağlamlara oturtsa da dili yozlaştırıp özünden koparmadıkça dilin gelişimi için umut vaat ediyor. Bu yüzden bu modaya ayak uydurup uydurmamak size kalmış ancak bu değişimi kınamak eskide sabit kalmaktan farksız fikrimce.
Evet, evet çok iyi hatırlıyorum. Ankara’dan gelmiştim ve havaalanından bindiğim taksiyle seni almış ve eve gidiyorduk. Telefonlardan ve benim iki telefonumdan vs. bahsederken yemiştim o lafı 🙂 Alaycı olduğunu düşünmedim tatlım… Öte taraftan yazın güzel, okuyanı düşündürüyor…